Kur'an'da doğrudan 61 gün kefaret orucu şeklinde bir ifade bulunmamaktadır. Ancak, İslam hukukunda bazı durumlarda kefaret olarak oruç tutulması gerektiği belirtilir. Bu durumlardan biri de zıhar yeminini bozmaktır.
Zıhar, İslam öncesi Arap toplumunda erkeğin eşine "Sen bana annemin sırtı gibisin" diyerek onu kendisine haram kılması anlamına gelen bir boşanma yöntemidir. İslam dini bu uygulamayı yasaklamış ve bu şekilde yemin edenlerin kefaret ödemesini emretmiştir.
Kur'an'da Mücadele Suresi 3-4. ayetlerde zıhar yapanların kefareti şu şekilde belirtilmiştir:
"Kadınlarından zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, eşleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğe kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Buna imkân bulamayan kimse, eşiyle temas etmeden önce ard arda iki ay oruç tutmalıdır. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurmalıdır. Bu, Allah'a ve Resulüne iman etmeniz içindir. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kâfirler için acıklı bir azap vardır." (Mücadele, 58/3-4)
Bu ayetlerde görüldüğü gibi, zıhar kefareti için öncelikle köle azat etmek, buna imkan yoksa iki ay (60 gün) aralıksız oruç tutmak, buna da güç yetmiyorsa 60 fakiri doyurmak seçenekleri sunulmuştur.
Dolayısıyla, Kur'an'da doğrudan "61 gün kefaret orucu" ifadesi geçmese de, zıhar kefareti kapsamında 60 gün aralıksız oruç tutulması gerektiği belirtilmiştir. Halk arasında bu durum bazen "61 gün kefaret orucu" olarak da ifade edilebilmektedir. Ancak, bu ifade Kur'an'daki kesin bir hükümden ziyade, zıhar kefaretindeki 60 günlük oruca atıfta bulunmaktadır.
Önemli Kavramlar:
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page